-------------------------
Likya Bağları ve bu bağlardan yaratılan şaraplar benim için Türkiye'nin en özel hazinelerinden birisi. Şaraplarındaki yarattığı farklılar ve onu özel kılan özellikler şunlar:
1-Denizden 1000-1100 m yükseklikteki Likya yaylalarında ve kent yaşamından kilometrelerce uzaklıkta müthiş güzel bağlardan geliyor olması
2-Şaraphanenin bağların yanı başında olması ve dışarıdan asla üzüm alınmaması
3- Yerli türler başta olmak üzere ideale ulaşmak için uzun vadeli planlamalar, sıradışı denemeler yapılması
4- Şaraplar son derece yalın, kesinlikle manüpilasyon ve makyajlama yok. Biliyorsunuz ki sadece üzüm.
5- Şaraphanenin tüm şarapları kesinlikle birbirinden farklı. Herbiri üzümü ,toprağı, iklimi ve seneyi yansıtan terrior şarapları.
6- Hepsindeki ortak özellik ise meyvenin kesinlikle örtülmemesi, aksine çokca meyve yüklü şaraplar olması.
7- Yaratılan şarapların yabancı önolog danışmanlığında değil de sadece üreticisinin elinden çıkıyor olması .( Böylelikle gelecek rekolteler endişe değil merak uyandırıyor)
8- Kalitenin yavaş yavaş ve öğrenerek yükseltilmesi. Çıtanın birdenbire en yükseklere konmaması sonucunda şişirme değil, olduğu ve olması gerektiği gibi şaraplar üretiliyor olması. Aşırı abartılı ,sansasyonel ve boş reklamlardan kaçınılması. Fiyat kalite oranın çok çok başarılı olması.
Fermantasyon Tankları ve İklimlendirilmiş Fıçı Mahzeni
-----------------
Fıçı Mahzeni
-------------------------------
Pinot Noir bilindiği gibi yetiştirilmesi, bakımı çok zor son derece nazlı bir üzüm türü. Bu nedenle en iyi üreticiler için bile (ki coğrafya uygunsa) birer prestij ürünü olarak ancak az miktarda şarapları yapılabiliyor. Yapabilenler içinse çoğu kez şarapları sıradan bir kırmızı şarabın ötesine geçemiyor. Henüz iyi bir Cabernet veya Merlot şarabı yapamamış ülkemiz içinse ortalama bir Pinot Noir şarabı bir rüyadan öte geçemez ya da geçemezdi. Türkiye'nin büyük üreticileri bile henüz Pinot Noir yetiştiremezken, 2 küçük ve butik üretici bu cesareti göstermiş durumda. Trakya'da Chateau Nuzun ve Antalya'da Likya Şarapçılık ilk ürünlerini verdiler bile. Her ikisininde üretimleri son derece az ve 1-2 fıçı ile sınırlı düzeyde.
-------------
Likya'nın Pinot Noir parseli Kızılbel Tümülüsünün güney yamaçlarında 4-5 dönümlük küçük bir alanı kaplıyor.Başlangıçta deneme amaçlı olarak çok az miktarda dikimi yapılmış olsa da, üzümün Likya yaylarına çok iyi adapte olduğu anlaşılınca Burak Bey Kızılbel'deki mevcut bağ alanını genişletmiş. Kızılbel'in yukarısında yer alan tepelerdeki sarp arazilere de yeni Pinot Noir asmaları dikilmiş. Böylelikle Pinot Noir üzümü ve şarabı, Likya Şarapçlık için öncelikli hedeflerden birisi olmuş durumda.
Likya Kızılbel Pinot Noir Bağı ve Kızılbel Tümülüsü
----------------------------
Likya Şaraphane
Likya Şarapçılık tamamı 2010 rekoltesi bir tek bağ monosepaj ve meşe fıçı olgunlaştırma yapılmış bir yeni seri şarabı tüketime sunmak üzere. Bu ay içinde satışa sunulması bekleniyor. Likya Vineyards adlı bu seride en dikkat çekici şarap kesinikle Pinot Noir. Diğerleri Boğazkere, Syrah, Cabernet Sauvignon, Merlot, Chardonnay ve Fume Blanc. Ürünlerin tamamında üzümler çok güçlü olmasına karşın meşe fıçı olgunlaştırma 6 ay gibi kısa bir süre ile sınırlı tutulmuş. Bu nedenle ürünlerin tamamında meşe fıçıyı üzümün üzerinde kesinlikle hissetmiyorsunuz. Meşe fıçı şarapta sadece ham ve yeşil tonları alıp, meyvemsiliği ise örtmemiş. Bu yaklaşımın tüm üreticilerimiz için örnek olması gerektiğini düşünüyorum.18-24 ay meşe fıçılarda üzümü ezmenin şarapta bizi bir yere getiremediği şun an için bir gerçek.
Likya Kızılbel Sauvignon Blanc Bağı
Likya Vineyards Pinot Noir 2010; benim sanırım tattığım en iyi Türk şarabı. Burun son derece parfümlü, damak ise son derece derinlikli yapıda. Bu şarabın çok çok dikkat çekeceğini düşünüyorum. Ama sorun şu ki bu şarabı bol bol içme şansımız pek olamayacak. Üretim şimdilik sadece 700 şişe ile sınırlı . Bunu 200 şişesi de şaraphanede kalacak ve satışa sunulmayacak. Umarım ilerideki rekoltelerde üretim, kaliteyi de koruyarak artış gösterir.
95: Koyu bordo renkli. Burun yoğun ve parfüme nitelikte. İs, katran, toprak, kuru gül ve kuru erik çağrışımlı çok zengin bir aroma çeşitliliğine sahip. Damakta yoğun gövdeli ve bol meyve yüklü. Dokusu katmanlı derinlikli ve kompleks yapıda. Bitim kakao nüanslı, son derece dengeli, uzun ve lezzetli. Burunda ve damakta çok zengin, belki de bugüne kadar yapılmış en iyi Türk şarabı. Yıllandırılıp uzun yıllar sonra tadılmayı kesinlikle hakediyor.
2 yorum:
Umut bey,
Likya Pinot Noir'ın çok güzel bir şarap olmasında, Pinot Noir'ın kendi özelliklerinin, terruar v.s'nin yanında acaba sadece 700 şişe yapılmış olmasının da etkisi olabilir mi? Ben olduğunu düşünüyorum. Ya da 700 şişe de olsa, 7000 şişe de olsa, 17000 şişe de olsa farketmez mi dersiniz?
Üretim elbette kısıtlı ve çok özenilmiş bir çalışma olmuş. Umarım miktar arttığında da kalite de böyle yüksek kalmaya devam eder. Ancak Pinot Noir ve Boğazkere'nin Likya bağlarına en iyi uyum sağlayan üzümler olduğunu düşünüyorum.Yani gelecek rekolteler için de umudumu koruyorum doğrusu. Bunun tek atımlık bir başarı olduğunu da düşünmüyorum. Bekleyip görmek lazım
Yorum Gönder