30 Haziran 2010 Çarşamba

Doluca DLC Grenache 2009

Bu yılın başlarında Türkiye'nin ilk ciddi Grenache denemesi olan DLC Grenache 2008'i tatmıştım. Oldukça beğenmiştim. Benim için çok ideal bir restaurant şarabı idi. Fiyat aşırı olmayan, içimi keyif veren, belli bir çıtanın üzerinde orta sınıf bir şaraptı. Bana ilerisi için de umut vermişti. 2009 rekoltesini ise geçen günlerde markette gördüm ve aldım. İlk rekoltesinin seviyesinde asla değil. Sanırım 2009 yazının Trakya'da son derece yağışlı geçmesinin sonucu bu. Çok büyük hayal kırıklığı benim için. 2009 rekoltesi iyi bir şarap (özellikle Trakya için) içmek pek mümkün gözükmüyor.
-------------
Doluca DLC Grenache 2009
BÖLGE: Trakya-Saroz
BAĞ: Alçıtepe Bağları
ÜZÜM: %100 Grenache (Tek Bağ)
MEŞE: yok
-------------------------------
70 (5): Renk mor röfleli koyu kırmızı. Burunda topraksı kokular algılanıyor. Damakta asid çok önde, dengesiz. Bitimi de dolayısıyla çok sivri ve keyif vermiyor.

25 Haziran 2010 Cuma

İdol Smyrna Passito 2009


İdol Şarapçılık artık bağlarının bir düzeye erişmesi ile çok güzel ürünler vermeye başladı. Türkiye'nin en büyük tek parça organik bağına sahip olan İdol'den 2009 rekoltesi yeni ürünler SMYRNA serisi olarak geçtiğimiz günlerde tüketime sunuldu. Bu seriden benim en çok ilgimi çeken ve aylardır merakla beklediğim ürün ise PASSİTO. Passito İtalyanca bir sözcük.Olgunlaşmış ya da tatlı anlamına geliyor. En özel Passito tarzındaki şaraplar Akdenizde Sicilya'nın güneyindeki Pantelleria adasında yapılıyor. Passito di Pantelleria adı verilen bu şaraplar yöresel olarak Zibibbo adı verilen İskenderiye Misket'inden üretiliyor. Oldukça geç hasat edilen üzümler; hasırlar üzerinde ve güneş ve rüzgar altında 3-4 hafta kadar da kurutuluyor. Böylelikle üzüm içindeki su miktarı daha da azaltılıyor. Daha da geç hasat edilen taze üzümlerde kullanılarak çok yoğun, konsantre, tatlı nektar kıvamında büyülü bir iksir yaratılmış oluyor. İtalyanlar bu tip şaraplara Meditasyon Şarabı adını da koymuşlar. Ülkemizde ise Passito stilinde ilk yapılan şarap Corvus tarafından üretildi. Vasilaki ve Çavuş üzümlerinden Pantelleria adasına benzer şekilde (güneşte değil gölgede kurutma yapılarak) üretim yapılan bu şarabın şu an için 2005 rekoltesi piyasada mevcut. Akasya ağacından yapılan fıçılarda yıllandırılan bu şarapta, ileri rekoltelerde Misket üzümü de kullanılacakmış. 2. örneği ise belirtiğim gibi İdol çıkardı. Bu şarabın farkı, passito tarzı için çok daha uygun olan Misket üzümlerinden yapılmış olması. Ancak, etikette ve internet sayfalarında çok aydınlatıcı bilgiler olmamasına karşın kurutma işleminin yapılmadığı, sadece geç hasat edilen üzümlerden yapıldığı anlaşılıyor.


Kavımdaki Misket ailesi...Ben Rye, Samos Nectar, Vin de Constance, Moscatel Oro, Smyrna




Bu noktada Muscat ya da Misket üzüm ailesinden sözetmek gerekir. Dünyanın en hoş kokulu bu beyaz üzümü , antik çağlardan bu yana bilinen en eski türlerden. Köken olarak Anadolu'nun Ege Kıyıları (İonia) olduğu düşünülüyor. Antik Dünyanın tarihçisi Heredot'un "Ege'ye ve de Smyrna'ya yolunuz düşerse Misket şarabı tatmadan geçmeyin" diye söylediği biliniyor. Sonrasında ilk olarak Ege adalarına oradan da İtalya kıyılarına ,İspanya'ya ve tüm dünyaya yayılması söz konusu olmuş. Bu gün için onlarca farklı klonu olsa da 2 önemli çeşitten söz etmek gerekir.

1- Beyaz Misket (Muscat Blanc à Petits Grains): En önemli en değerli misket cinsidir. Muscat Blanc, Muscat Canelli, Muscat Frontignan, Moscato Bianco, Muscat de Frontignan, Muscat d'Alsace, Muskateller, Moscatel de Grano Menudo gibi yöresel klon ve isimlerdirmeler vardır. Türkiye'de İzmir ve Ege kıyılarında yetişen BORNOVA MİSKETİ de bu ailedendir.

2-İskenderiye Misketi ( Muscat of Alexandria): Moscatel Romano olarak da adlandırılır. Yine Ege ve Akdeniz adaları. ispanya, Kuzey Afrika ve Kanarya adalarına kadar uzanan geniş bir alanda yetişir. Pantelleria'daki adı ZİBİBBO dur.
---------------
Misket üzümü baharı ve çiçekleri çağrıştıran hoş ve kendine özgü aroması ve düşük asiditesi nedeniyle çoğunlukla tatlı şarapların yapımında kullanılmış. Sek beyaz şarap örneklerine çok daha az rastlanıyor. Ayrıca özellikle İtalya-Asti bölgesinde üretilen köpüklü şarapları da çok meşhur.
Tatlı şarap olarak Pantelleria ,Rodos,Sisam, Sicilya, Sardunya adalarında çokca üretimi söz konusu. Ayrıca Orta Avrupa'da, İspanya'da, Güney Fransa'da, Kuzey Afrika'da, Avusturalya'da ve Kaliforniya'da da çok özel şarapları yapılıyor. Ama dünyanın en meşhur, en güzel Misket şarabı Güney Afrika'dan. Klein Constantia- Vin de Constance adlı şarap, dünyanın en iyi Misket şarabı olarak kabul ediliyor. Napolyon'un en sevdiği şarap olarak tarihte ünlenmiş. Uzun süre unutulmuş üretilmemiş ancak son yıllarda aynı bağlarda yeniden diriltilmiş bir şarap. Eski stil şişelerde sunulan şarabın fiyatı 50 dolar civarında.
------------------
İdol Smyrna Passito; ülkemiz için kalitesi ve uygun fiyatıyla göz dolduran bir tatlı Misket şarabı olmuş. Ürünün benim için en önemli özelliği Misket'in doğum yeri olan İzmir'den olması. Ege'nin ve İzmir'in sembollerinden birisi olan Misket üzümünün anavatanındaki belli bir bağdan doğan bu şarap beni çok sevindirdi. İnanıyorum ki İdol, Bornova Misket'inden çok daha özel şaraplar yapacaktır. Bu İdol'ün tarih önündeki sorumluluğudur bence. Misket'ten en güzel şarapları yapmak en fazla İdol'e yakışır diye düşünüyorum. Mitolojiye, İzmirli Homeros'a ve Bodrumlu Herodot'a atıflarda bulunan şarapların, yurtdışında da büyük ilgi çekeceğini düşünüyorum.


--------
Son olarak Türk Misketleri içinde tattığım beni en çok etkileyen 2 şarabı da anmadan geçmeyeyim.1.si Cankara Misket Dömisek 2002. Prof Dr. Nihat Aktan danışmanlığında yapılan bu şarabın kokusunu (limon çiçeği) bunca yılda hala unutabilmiş değilim. Sayın Aktan Misket konusunda Türkiye ve Dünyadaki en bilgili ve deneyimli isimlerden. Keşke ülke olarak daha fazla yararlanabilseydik deneyimlerinden.Diğer bir misket şarabı da Doluca Safir 2000. Safir'in benim tattığım en başarılı rekoltesi.Bu şaraptaki papatya kokusu da unutulmazlar arasında benim için.3. sıradaki şarap da İdol Smyrna passito 2009 olarak yerini aldı artık.
--------

İdol Smyrna Passito 2009
STİL: Tatlı Beyaz Şarap (alkol %12,5)
BÖLGE: İzmir-Torbalı (İONYA)
BAĞ: İdol Bağları (organik)
ÜZÜM: Bornova Misketi ( Viognier, Chenin Blanc %??) (Tekbağ)(geç hasat)
MEŞE: yok
FİYAT: 30 TL

88 (7,5): Renk altın sarısı.Burun tipik misket karekterinde. Çok hoş papatya , bahar çiçekleri, bergamut, bal aromaları yoğun olarak algılanıyor. Damakta yoğun ve kalıcı , tatlılık iç baymıyor. Mutlaka üzerinde daha çok çalışması gereken bir şarap. Arka etiketinde tadım notundan çok, üzüm ve üretim tekniği konusunda bilgilendirme yapılmalıydı.

23 Haziran 2010 Çarşamba

Vedat Milor ve Şarap Tutkunları Tadımı


13 Haziran'da İzmir'de; Vedat Milor ve İzmir Şarap Grubu üyeleri Arif Öncü, İlker Özdemir, Ayhan Güleyen ve Umay Çeviker'in katılımı ile önde gelen Türk şaraplarının kör tadımları yapılarak , şaraplara puanlar verildi. Tadımın not ve puanları geçtiğimiz günlerde www.vedatmilor.com adlı sitede duyuruldu. Öncelikle Vedat Milor'a teşekkür ve tebriklerimi iletmek istiyorum. Bence oldukça güzel ve anlamlı bir tadım olmuş.Bu arada tabiki her zaman olduğu gibi olumlu olumsuz eleştirilerde ardı sıra gelmeye başladı. Tadımın kısa sonuçlarını veriyorum sonrada bu konudaki fikrimi ben de sunacağım.
1 - Corvus Corpus 2006 87
2 - Kavaklıdere Pendore Boğazkere 2008 87
3 - Corvus Crutürk 2005 86
4 - Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2004 86
5 - Sevilen Centum Syrah 2007 86
6 - Kavaklıdere Pendore Öküzgözü 2008 85
7 - Melen Manastir Syrah 2006 85
8 - Kavaklıdere Pendore Syrah 2008 85
9 - Sevilen 900 Cabernet Sauvignon 2007 85
10 - Kayra Imperial Syrah 2005 84
11 - Kavaklıdere Egeo Cabernet Sauvignon - Merlot 2008 84
12 - Sarafin Syrah 2007 84
13 - Urla Şarapçılık Boğazkere 2009 83
14 - Kayra Vintage Öküzgözü 2007 83
15 - Prodom Syrah-Cabernet Franc-Petit Verdot 2007 83
16 - Kayra Vintage Syrah – Petit Verdot 2008 83
17 - Pamukkale Anfora Trio 2007 83
18 - Likya Kızılbel Merlot & Syrah & Öküzgözü 2008 83
19 - Kavaklıdere Prestige Kalecik Karası 2005 82
20 - Büyülübağ Syrah 2008 81
21 - Paşaeli K2 2008 81
22 - Selendi 2008 81
23 - Büyülübağ Cabernet Sauvignon Reserve 2007 80
24 - Doluca Kav Tuğra Öküzgözü 2007 80
25 - Kayra Imperial Öküzgözü 2006 80
26 - Turasan Seneler 2008 80
27 - Doluca Karma Cabernet Sauvignon - Öküzgözü 2007 79
28 - Doluca Kav Tuğra Kalecik Karası 2008 79
29 - Doluca Signium 2007 78
30 - Doluca Alçıtepe Cabernet Sauvignon - Shiraz 2007 78
31 - Likya Arykanda Cabernet Sauvignon 2008 77
ORTALAMA PUAN 82,57
-------------------------------------------
Şarap tadımı yapmak ve puanlamak için çok ciddi bir hafıza, deneyim ve yetenek gerektirdiği açıktır. Buna rağmen tadımdan tadıma pek çok farklı sonuçlar çıkabilmektedir. Bunun nedenleri bence şu şekilde sınıflandırılabilir.
1-İnsana bağlı nedenler: İnsan duyuları diğer memelilerle karşılaştırıldığında çok ilkel kalır. Tat ve koku alma duyuları yüzbinlerce yılda daha da körelmiştir. Çünkü düşünme ve alet kullanabilme yetisindeki insanoğlunun beslenmek ve hayatta kalabilmek için duyulara olan ihtiyacı da çok azdır. Sadece zehirlenmemek için kötü kokulara karşı bir duyarlılık söz konusudur. Hoş kokulara karşı olan hassasiyetimiz çok daha azdır. Üstelik insanın koklama ve tat alma duyuları da çok kısa sürede yorulmaktadır. Zaten sınırlı olan algı yeteneği daha da azalmaktadır.
2-Şaraba bağlı nedenler: Şarap nefes alan canlı bir organizma gibidir. Zirve olgunluk dönemi her şarapta ve her rekoltede değişkendir.Dolayısı ile her şarabın kendini en iyi ifade ettiği an farkılıdır. Saklanma koşulları, şişede geçirdiği uygun süre ve mantarın açıldığı andan itibaren ki yeterli havalanması süresi, uygun ısı gibi parametreler tadım sonucunu mutlak etkiler. Tüm bu nedenle tadımlarda optimum standartizasyon imkansız gibidir.
3-Tadıma bağlı nedenler: Tadımı yapan insanların yeteneği ve deneyimi yanında, tadımın da profesyonel doğru ortamlarda yapılması gereklidir. Ve mümkün olduğunca aynı sepajların ya da benzer kupajların ve de aynı rekoltelerin tadımında fayda vardır. Böylelikle tadımların birbirini örtmesine engel olunur. Bir tür rekolte ya da bir tür şarabın avantaj elde etme olasılığı azalır.
-------------------------
Bunların dışında tadımlarda çıkan sonuçları doğru okumak da gereklidir. Bana göre çok özele inerek, şarap şarap bu tadımı değerlendirmek doğru olmaz. Her tadımın kısa bir iki cümlelik özeti yeterlidir bence. Vedat Milor'un tadımında da bana göre anafikir şudur. Türkiye de malesef 90 puan üzeri puan alabilecek şarap yoktur. Dolayısı ile yurtdışı piyasalarda hiçbirinin ederi 10 doların üzerine çıkamaz. 150 TL'ye varan fiyatlar ederinin çok üzerindedir. Doğru ya da yanlış. Sonuç budur. Bana göre ya da sana göre bu böyle olur, olmaz.
90 puan üzerinde puan alınamamasının bir diğer dolaylı sonucu da şu bence. Hemen hemen bütün şaraplar 80-90 puan aralığında yer aldığı için ve aralarında ciddi farklılıklar olmadığı için tadımın keskinliği azalmaktadır.Sonuçlar daha tartışmalı ve 1-2 puanın hesabı sorulur hale gelmektedir.
--------------------
Bu noktada toplum olarak da 2 küçük defektimiz de malesef ortaya çıkmakta.
1-Aşırı Alınganlık
2-Aşırı Kuşkuculuk
Ne üreticilerin ne de şarapseverlerin buna hakkı olmadığını düşünüyorum. Dediğim gibi sonucu özet olarak doğru okumak yeterlidir. Değilse dünyanın her yerinde tadımdan tadıma en deneyimli burunlarda bile farklılıklar çıkar. Bu işin malesef matematiği yoktur. Herşey subjektiftir.
-----------------
Son olarak şunu söyleyeyim. Benim için, kendi deneyimlerime göre (tattığım şaraplar içinde tabi ki) tadımlarda 90 puan üzerine çıkabilecek Türkiye'de sadece 3 şarap oldu.
1-Sevilen Centum 2005
2-Prodom Shiraz CF PV 2007
3-Kayra Vintage Shiraz PV 2007

17 Haziran 2010 Perşembe

Selendi 2008



Selendi; Garanti Bankası eski genel müdürü Akın Güngör'ün hobi olarak başladığı ancak şimdilerde ciddi anlamda kalite çitasını yukarılara taşıdığı bağcılık ve şarapçılık projesi. Sadece üreticiye ait bağlardan elde edilen üzümlerden yapıldığı ve üretimin tüm aşamalarının bağdaki tesislerde gerçekleştiği düşünüldüğünde Türkiye'deki şato tarzı üretime en sadık ürünlerin başında geliyor. Ürünün diğer bir farkı da her rekoltede etiketin üzerindeki resmin, farklı Türk ressamları tarafından tasarlanması. Bu anlamda Selendi için şarap ve sanat ilişkisinin çok iyi sunulduğu, Türkiye'nin en estetik şarabı da denilebilir. Ben Selendi şaraplarını ilk çıktığı 2004 rekoltesinden itibaren yukarıda saydığım nedenlerden dolayı yakından takip ettim. Geçtiğimiz aylarda 5. rekoltesi olan Selendi 2008 de tüketime sunuldu. Bu ürün bugüne kadar tattıklarım içinde en iyisiydi diyebilirim. Kalite anlamlı biçimde 5. rekoltede yükselişe geçmiş. Bu da demek oluyor ki 5 rekolte sonrasında dünya çapında çok çok daha iyilerini tadabileceğiz. Selendi her rekoltede etiketinde olduğu gibi üzümlerin kupaj oranlarını da, en iyiyi yakalamak için değişikliğe gidiyor. Farklı olarak bu yıl, Cabernet Sauvignon-Shiraz-Merlot kupajına 2008 rekoltesi ile birlikte Cabernet Franc üzümü de eklenmiş durumda.


Selendi'nin için 2 adet bağ alanı mevcut.

1- Selendi Bağları: Akhisar Moralılar köyü Çay mevki ( rakım 70 m) (2000) Cabernet Sauvignon , Merlot, Shiraz üzümleri ekili

2-Sarnıç Bağları : Sarnıç Köyü; 2 ayrı bağ (rakım 800 m) ----------------------Sarnıç 1 (2005): Cabernet Sauvignon, Cabernet Franc, Merlot üzümleri ekili---Sarnıç 2 (2007): Grenache,Shiraz, Cinsault, Mourvedre,Petit Verdot üzümleri

Selendi şarapları; bugün için Jean Luc Colin ve Bernard Grandchamp danışmanlığında kalitenin arttırılabilmesi için hiçbir şeyden ödün vermeden üretimini sürdürüyor. Benim gözlemim bağlar olgunlaştıkça ve özellikle de taban arazisi olmayan yüksek rakımlı Sarnıç bağları şaraba katkı sunmaya başladıkça şarabın kalitenin de yükselmeye başladığıdır. Bu konuda Sarnıç bağlarının potasiyelinin çok yüksek olduğunu görmek lazım. Ayrıca birkaç hafta önce, genç Sarnıç bağlarından 2009 rekoltesi Gülpembe adlı bir de rose şarap da üretilerek tüketime sunuldu.

Selendi 2008'in bu yıl etiketindeki güzel resmi ressam Nurullah Berk yapmış.

Selendi 2008

BÖLGE: Manisa- Akhisar (Lidya)

BAĞ: Selendi ve Sarnıç Bağları

ÜZÜM: Cabernet Sauvignon-Merlot-Shiraz-Cabernet Franc

MEŞE: Fransız Meşe (20 ay)

-----------------------------

82 (6,5): Koyu Yakut renkli. Burunda oldukça yoğun şekilde olgun kırmızı meyveler ve reçelsi kokular algılanıyor. Damakta orta gövdeli. Yuvarlak ama çok çok tatlı tanenlere sahip. Damakta zengin tatlar bırakamıyor.Bitimi de son derece tatlı olan şarabın içim keyfi bu nedenle sınırlı kalıyor. Burun ve gövde açısından en başarılı Selendi rekoltesi. Damakta da zenginleşmesi lazım.

14 Haziran 2010 Pazartesi

Tenute DETTORI Bianco 2006

Bu hafta sonu Akdeniz'in Sicilya'dan sonra 2. büyük adası olan Sardunya'dan çok özel bir şarap tattım. Benim için pek çok ilkleri içeriyordu ve tattığım belki en ilginç şarapların başında geliyordu. Ama öncelikle Sardunya üzümleri ve üreticileri hakkında edindiğim bazı bilgileri sunacağım.
Sardunya adasında, şarap yapımı için pek çok özgün siyah ve beyaz üzüm çeşidi yetiştiriliyor. Son zamanlarda uluslararası düzeyde de ses getirmeye başlayan en önemli siyah üzüm çeşidi, bir Grenache klonu olan Cannonau. Bu üzümden oldukça uzun ömürlü ve gövdeli şaraplara imza atılabiliyor. Dettori adlı üreticinin +120 yaşındaki Cannonau asmalarından ürettiği bir şaraba geçen yıl WA dergisi tarafından 96 puan verilmişti. Ve şu anda bu şarabın satış fiyatı ABD de 180 dolar civarında. Diğer bir yaygın siyah üzüm çeşidi de Carignano . Özellikle adanın güney düzlüklerinde bol miktarda yetiştiliyor ve gitgide daha çok sayıda kaliteli şarabı yapılıyor. Hatta şuan da dünyanın en iyi Carignan şarapları da Sardunya'dan çıkıyor denilebilir. Bunların dışında Monica, Bovale, Nieddera, Pascale..vs adlı yerel üzümler de hem monosepaj olarak hem de kupajlarda sıklıkla kullanılıyor. Beyaz üzümlere gelince; adanın en önemli beyaz üzüm çeşidi ise Vermentino . Bu üzüm Sardunya , Korsika ve Kuzey-Batı İtalya'da Cenova kıyı (Liguria) şeridinin en önemli beyaz üzümü. Son yıllarda Toscana kıyılarında da yüksek potansiyelinden dolayı yetiştirilmeye ve şarap yapımında kullanılmaya başlanmış. Adada ayrıca Vernaccia, Malvasia, Nuragus, Nasco, Moscatello..vs gibi pek çok başka beyaz üzüm çeşitleri de mevcut.
Sardunya adasının her yöresinde onlarca iyi ve köklü şarap üreticisi var. Uluslararası düzeyde yüksek puanlar alarak klasikleşmiş kırmızı şarapların başında Argiolas adlı üreticinin Turriga adlı Cannonau şarabı ve Santadi adlı üreticinin Terre Brune adlı Carignano şarabı geliyor. Son yıllarda Santadi ile Toskana'nın ünlü üreticisi "Tenuta San Guido" ortaklığından doğan Agricola Punica'nın Barrua (%85 Carignano, %10 Cabernet S. , %5 Merlot) adlı şarabı da (ülkemize de geldi) çokça satışı yapılan ve klasikleşmeye başlayan şaraplardan birisi olmuş durumda.

Adanın köklü olan üreticilerinin yanında bir üretici daha var ki herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Tenute Dettori adlı üretici çok eski bağlardan, klasik yöntemlerle ev stilinde şarap yapıyor ve hiç meşe fıçı kullanmıyor. Buna karşın şuana kadar Robert Parker'dan en yüksek puanı alan Sardunya şarabının da yaratıcısı .Üretiği bazı şaraplar son yıllarda tüm İtalya'nın da en iyi şarapları listesine girmiş durumda. Bağlar adanın Korsika'yı gören en kuzey noktasında; 250 m lik rakımdan denizi gören yamaçlarda yer alıyor. 120 yılı geçmiş asmalar tüm Avrupa'nın en yaşlıları içinde başlarda. Bağda yanlızca lokal üzümler yer alıyor. Yabancı sepajlara ise hiç yüz verilmemiş. Başarının sırrı da burada. Ürettiği şaraplar ise şunlar:

*Dettori Dettori Rosso (%100 Cannonau) (+120 yaş asmalardan)-------------( 2005 rekolte RP:96 puan; 2004 rekolte RP:95 puan)

*Dettori Tenores (%100 Cannonau) (80 yaş asmalardan)

*Dettori Tuderi (%100 Cannonau) (60 yaş asmalardan )

*Dettori Chimbanta (%100 Monica)

*Dettori Ottomarzo (%100 Pascale)

*Dettori Moscadeddu (%100 Moscato)

*Dettori Bianco (%100 Vermentino)

Bu hafta tadımını yaptığım üreticinin 2006 rekoltesi beyaz sek şarabı. %100 Vermentino üzümünden yapılan bu şarap benim ömrümde içtiğim en gövdeli en yoğun hatta en iyi beyaz sek şarap. Öyle ki eşlik ettiği ana yemeği (Kılıç Balığı Izgara) epeyce bastırdı diyebilirim. Renk başlangıçta hatalı izlenimi veriyor. Hiçbir durultma yapılmamış gibi. Ancak burun ve damak çok kuvvetli.Yüksek alkol ve şeker, yüksek asidite ve mineralite ile müthiş dengelenmiş. Kısacası ben çok etkilendim. Ama her zaman içilecek bir şarap değil kesinlikle. Ne ile uyum sağlar onu da bilemiyorum. Şarap WA dergisi tarafından 2 kez değerlendirilmiş. Oldukça övücü sözlerle 90 ve 91 puan verilmiş.

---------------------------------------------------

Tenute DETTORI Bianco 2006

http://www.tenutedettori.it/

STİL: Sek Beyaz (%14,5 alkol)

BÖLGE: Sardunya-Sassari -Sennori (Kuzey Sardunya) ( Romangia I.G.T)

BAĞ: Badde Nigolosu Bağları (üreticinin) (alberello asmalar) (250 m Rakım)

ÜZÜM: %100 Vermentino (tek bağ) (50 yaş asmalar)

MEŞE: yok

PUAN: 91 (WA 2009)

95 (9): Renk sıradışı; bulanık buğulu altın sarısı. Durultma yapılmamış. Burunda yoğun şekilde olgun kayısı ve şeftali tonları algılanıyor. Damakta çok çok yoğun gövdeli ve yağlı. Yüksek alkol ve şeker, yüksek diri asiditeyle çok iyi dengelenmiş. Tatlılık bu nedenle hiç baymıyor. Mineral derinliği de çok iyi olan şarabın bitimi de çok uzun sürüyor. Tattığım en iyi, en etkileyici beyaz şarap.